ÜRÜN AÇIKLAMASI
Bölge: Carmo de Minas
Çiftlik: Fazenda Sertao
Çiftçi: Nazareth Dias Pereira
Tür: Yellow Bourbon
Islem: Dogal
Yükseklik: 1100-1450m
Hasat: 2024-2025
Aroma : Bal Badem, Dut, Çiçeksi.
FAZENDA SERTÃO, BREZİLYA
Fazenda Sertão, 850 hektarlık bir çiftlik olup, bunun 330 hektarı kahve yetiştiriciliğine ayrılmıştır. Çiftlikte çok çeşitli kahve türleri yetiştirilmekle birlikte en yaygın olanları Kırmızı ve Sarı Bourbon, Sarı Catuai ve Sarı Catucai’dir. Ayrıca muz ve mısır da yetiştirilmekte, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği de yapılmaktadır.
Çiftliğin kuruluşu aslında bir aşk hikayesine dayanır: Bölgedeki ilk kahve üreticilerinden biri olan ve asıl mesleği diş hekimliği olan José Isidro Pereira, kahve üreticiliğine geçiş yapmış ve çiftliği vefat eden annesinden miras olarak almıştır.
Bu noktadan sonra kahveye kendini adayan José, 1949’da hayatının aşkı Nazareth ile tanışmış ve çiftliğin tüm idaresini ona bırakmıştır. Bugün Nazareth ve José’nin çocukları Francisco, Luiz Paulo, Clycia ve Sandra, aile geleneğini devam ettirerek kahve üreticiliğini sürdürmektedir.

Tarihçe
İki sözcüğün neredeyse eş anlamlı hale gelmesiyle Brezilya’da kahvenin başlangıcını hayal etmek bir hayli güçleşmiştir. Brezilya’ya ilk kahve bitkilerinin 18. yüzyılın başlarında getirildiği varsayılmakta olup, 1727’de Kuzeydeki Pará eyaletinden aşağıdaki Rio de Janeiro’ya kadar 50 yıl içerisinde hızla yaygınlaşmıştır. Başlangıçta kahve, Avrupalı sömürgeciler tarafından tamamen ulusal tüketim için yetiştirilmekteydi. Fakat 19. yüzyılın başlarında ABD ve Avrupa kıtasında kahve talebi artmaya başlarken, dünyanın diğer bölgelerinde kahve arzı azalmaya başlamıştı.
Kahve Yaprağı Pası (Coffee Leaf Rust/CLR) salgını, kahve üretiminin ana merkezleri olan Java ve Seylan’ı (bugünkü Sri Lanka) olumsuz yönde etkiledi ve kahve endüstrisi gelişmekte olan Orta ve Güney Amerika’ya fırsat yarattı. Brezilya’nın büyüklüğü, doğası ve mikroklima çeşitliliği inanılmaz bir üretim potansiyeli gösterdi. ABD’ye olan coğrafi yakınlığı sayesinde Batı pazarı için bariz ve uygun bir ticaret ortağı olma fırsatı sundu.
1820 yılında Brezilya’nın, dünya toplam kahve üretimindeki payı %30 iken, 1920 yılına gelindiğinde bu oran %80’i aşmıştı bile.
yüzyıldan itibaren tüccarlar ve brokerlar tarafından en çok konuşulan konu haline gelen Brezilya’daki hava koşulları, aynı zamanda kahve emtia piyasalarını etkileyen, küresel pazar eğilimleri ve fiyatlandırmalarını belirleyen bir faktör olmuştur. Her ne kadar son birkaç on yılda don olayları ve şiddetli yağmurlar kahvenin verimliliğini olumsuz etkilese de, Kolombiya ile birlikte halen dünyanın en çok kahve üreten iki ülkesinden biri olma unvanını güçlü şekilde korumaktadır.
Brezilya’nın kahveye katkıda bulunduğu ilginç noktalardan biri de, doğada kendiliğinden oluşan veya laboratuvarda üretilen varyete, tür ve doğal mutasyona uğramış melezlemelerin fazlalığıdır.
Caturra (Bourbon’un cüce mutasyonu), Maragogype (Typica’nın büyük türevi), Mundo Novo (Brezilyalı tarım bilimcileri tarafından geliştirilen ve Catuai’nin ana türünü oluşturan Bourbon-Typica türevi) Brezilya’da ortaya çıkmış ve artık diğer kahve yetiştirici ülkelerde de yaygın olarak kullanılan kahve türlerinden sadece birkaçıdır.
Toplama ve İşleme
Brezilya denince akla gelen büyük ölçekli üretimi en iyi şekilde sürdürebilmek adına, ulusal endüstri; toplamayı ve işlemi mümkün olan en yüksek verimlilikte organize etmek için yenilikçi tedbirler geliştirmiştir. Ortalama çiftlik ve araziler de bu sistemlerin en iyi şekilde kullanılmasını sağlayıp, hektar başına verimlilik potansiyelini en üst düzeye çıkarmak üzere tasarlanmıştır.
Makine yardımıyla veya elle sıyırarak toplama, Brezilya’daki her büyüklükteki çiftlikte yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir. Amerika’nın diğer kahve üretici ülkelerindeki emek yoğun seçici toplamanın aksine, burada meyvelerin tek tek elle toplanmasına nadiren rastlanır; toplandıktan sonra tasnif edilmesi ise daha çok tercih edilir.
Hasat döneminin en yoğun zamanlarında toplayıcılar, kahve meyvelerini dallarından koparmak için havlu, muşamba veya ağır eldivenler kullanır, sonrasında ise topladıkları kahveleri sepetlere, varillere veya çuvallara doldururlar. Brezilya’daki büyük çiftliklerde kahve ağaçları, Etiyopya ve Kolombiya’daki ormanlık alanların aksine, Iowa’daki mısır tarlalarındaki gibi sıralı şekilde dizilmiştir. Böylece mekanik toplayıcı araçlar, kahve ağaçlarının arasından geçerek meyveleri sallayıp kolayca düşürebilmektedir. Sonrasında kahveler toplanıp ayrıştırılarak işlenir.
Bu yöntemler nitelikli kahve çevrelerince eleştirilse de, Brezilya inanılmaz büyüklükteki üretim hacimlerine ancak bu şekilde ulaşabilmiş ve konumunu koruyabilmiştir. Çoğu durumda, bu yöntemin Brezilya’ya özgü zengin çikolata, fındık ve yoğun kahve meyvesi tat profillerinin oluşmasına da neden olduğu kabul edilir.
Hasat Sonrası İşleme
Brezilya’nın hasat sonrası işleme yöntemi de eşsizdir. Büyük ölçüde üretkenlik, iklim ve arzulanan tat profili kombinasyonu nedeniyle benimsenmiştir. Pulped natural ve doğal işleme yöntemleri hâlâ en çok kullanılan yöntemler olarak yerini korur.
Pulped natural kahveler, nektarlarından ayrıştırılıp müsilaj ile birlikte kurutulurken, doğal olarak işlenen kahveler ya hasat zamanına kadar ağacın üzerinde (Boya olarak adlandırılır) ya da toplanıp kahve yataklarında kabuklarından ayrıştırma sürecine (hulling) kadar kurutulur.
Her iki işlem türü de kahvelere fındıksı bir tat verirken, Meksika ve Orta Amerika’da (Mezomerika) sıkça rastlanan yıkanmış veya ‘Honey’ işleme yöntemlerindeki parlaklık ve asiditeye kıyasla daha ılımlı bir meyve tadı kazandırır.